Kahve, yalnızca bir içecek değil; kültür, duygu, alışkanlık ve deneyimle örülü kişisel bir ritüeldir. Ancak bu özel içeceğin fiyatları arasındaki büyük farklılıklar birçok kişinin kafasında aynı soruyu oluşturuyor: Neden bazı kahveler çok daha pahalı? Bu fiyat farkı gerçekten bir şeye değiyor mu?
Kahvenin lezzeti elbette subjektif bir deneyimdir. Ancak bazı objektif kriterler – yani kahvenin yetiştirildiği bölge, çekirdeğin kalitesi, işlenme yöntemi, kavurma tekniği ve demleme şekli – lezzet deneyimini doğrudan etkiler. Dolayısıyla kaliteyle fiyat arasındaki ilişki yalnızca algıya değil, aynı zamanda bilimsel temellere dayanır.
Tat algısı bireyseldir. Kimi daha asidik ve meyvemsi kahveleri tercih eder, kimiyse daha düşük asiditeye ve koyu tonlara sahip kahveleri. Aynı kahve, sabah içildiğinde farklı, akşam içildiğinde bambaşka hissedilebilir. Bu yüzden kahvede “daha iyi” tanımı herkese göre değişebilir.
Ancak kaliteyi belirleyen bazı teknik ölçütler vardır ve bunlar herkes için ortaktır:
İşte New Coffee olarak bu sürecin her halkasında bilinçli ve seçici davranıyor, farkı burada yaratıyoruz.
New Coffee single origin modeli, belirli bir bölgeden gelen özgün aromatik profillere sahiptir. Bu kahve, özellikle V60, Chemex, Syphon gibi manuel demleme yöntemleriyle hazırlandığında tam potansiyelini gösterir.
Bu yöntemlerle:
Ancak bu kahveler, tam otomatik makinelerde demlendiğinde bu nüansların bir kısmı bastırılabilir. Bu yüzden tam otomatik kullanıcılar için özel olarak tasarladığımız Super Aroma ve Selection Blend gibi harmanlar önerilir. Bu kahveler;
Bir kahve çiftliğinde her meyve eşit kalitede değildir. Hasat sonrası çekirdekler; büyüklük, ağırlık, yoğunluk ve olgunluk gibi kriterlere göre ayrılır. En iyi çekirdekler, iri, yoğun ve kusursuz yapıdadır. Fakat bu tip çekirdekler, tüm hasadın yalnızca küçük bir yüzdesini oluşturur.
Bu nadir çekirdekler;
Kısacası: Kalite, süreç boyunca sürekli özen ister. Bu da doğrudan nihai değeri belirler.
Ticari kahvelerde sıklıkla küçük, kırık, hatalı ya da tam olgunlaşmamış çekirdekler kullanılır. Bu çekirdeklerin içilebilir hâle gelmesi için genellikle çok koyu kavrulmaları gerekir.
Bu durumda:
Lezzet açısından bu, zayıf bir içim anlamına gelir. Fakat asıl tehlike makinelerde başlar.
Uzun süre düşük kaliteli ve aşırı yağlı kahveler kullanıldığında, özellikle tam otomatik makinelerde şu problemler görülür:
Ne yazık ki hayır.
Isıya sürekli maruz kalan yağlar zamanla bozulmuş lipitler üretir. Bunlar:
Ayrıca öğütücünüz de ve demleme grubunuzda biriken bu kalıntılar, daha sonra kullandığınız yüksek kaliteli kahvenin de aromasını bozar. Yani yatırım yaptığınız iyi kahveyi bile yeterince iyi deneyimleyemezsiniz.